DÜNYA İNSANİ ZİRVESİ VE RAHMET AYI RAMAZAN
TÜRKİYE’NİN GÖÇMENLERE YÖNELİK ÖRNEK TAVRININ VE “KALKINMA ODAKLI İNSANİ YARDIM” ANLAYIŞININ TÜM DÜNYADA YAYGINLAŞMASI EN BÜYÜK ARZUMUZDUR.
Dünyanın Suriyeliler başta olmak üzere vatan topraklarını terk etmek zorunda kalan göç-menler karşısında “insanlık sınavı”ndan geçtiği ve maalesef bu sınavda başarısız olduğu günümüzde Türkiye çok önemli bir uluslararası organizasyona evsahipliği yaptı. Birleşmiş Milletler tarafından organize edilen Dünya İnsani Zirvesi, 23-24 Mayıs günlerinde yaklaşık 9 bin kişinin katılımıyla İstanbul’da gerçekleşti.
Zirvenin Türkiye’de düzenlenmesinin temelinde hiç şüphesiz ülkemizin ilk günden itibaren göç-menlere karşı uyguladığı “açık kapı politikası” ve dünyadaki insani kriz konusunda takındığı yapıcı tavır yatıyor. 2014 yılında 1,6 milyar dolar tutarındaki resmî insani yardımla ABD ve İngiltere’nin ardından dünyada üçüncü sırada yer alan Türkiye, günümüz itibarıyla topraklarında en fazla sı-ğınmacıyı ağırlayan ülkedir. İnsanlığın karşı karşıya kaldığı bu büyük meselenin çözümü için her türlü fedakarlığı yapan ve özveriyle çalışan ülkemiz Dünya İnsani Zirvesi’nden de alnının akıyla çıkmasını bilmiştir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın zirvenin kapanış töreninde yaptığı konuşmada vurguladığı gibi gelir dağılımı ve güvenlik bakımından büyük adaletsizliklerin yaşandığı dünyada bir tarafta lüks ve israf varken diğer tarafta açlık ve sefalet görülmektedir. Uluslararası toplumun bu adaletsizliğe ve mazlum toplulukların sorunlarına sessiz kalmama-sı gerekir. Konunun bir an önce çözüme ulaşması için dünya ülkelerinin ahlaki, mali ve siyasi sorumluluklarını yerine getirmesi zorunludur. Türkiye’nin ülkemizdeki sığınmacılar için AFAD koordinasyonunda yaptığı harcamalar 10 milyar doları aşmışken, uluslararası toplumun katkıları 455 milyon dolarda kalmıştır. Zirve kapsamında 170’ten fazla ülkenin temsilcilerine seslenen Cumhurbaşkanımızın bir kez daha altını çizdiği bu husus son derece dikkate değerdir. Türkiye’nin özellikle Filistin ve Suriye’de yaşananlar karşısında sergilediği örnek tavrın ve dünyaya sunduğu “kalkınma odaklı insani yardım” anlayışının bir an önce yaygınlaşması en büyük arzumuzdur.
Tarihte görülmemiş büyüklükte bir nüfus hareketliliğinin yaşandığı ve bu durumun beraberinde getirdiği sorunların dünyanın gündeminde olduğu şu günlerde rahmet ve bereket ayı Ramazan’ı idrak edeceğiz. Dayanışmayı, ihtiyaç sahiplerinin yardımına koşmayı emreden Kuran-ı Kerim’in yeryüzüne indirilmeye başladığı ay olan Ramazan’da ülkemizde toplumsal huzurun, dünyada barışın hâkim olması için dualar edecek, bu vesileyle Türkiye’de misafir edilen Suriyeli kardeş-lerimizle de daha sıkı bağlar kuracağız. Ramazan coşkusuyla dolacak yüreklerin sıcaklığının, dünyanın insani sorunlarını çözmede ne derece önemli olduğu bu mübarek günlerde bir kez daha anlaşılacak. Yüce Allah’tan hepimizi Bayram’a kavuşturmasını, Ramazan ayı boyunca yerine getireceğimiz ibadetleri kabul eylemesini niyaz ederim.
Türkiye’nin önünde 2023 ve 2071 hedefleri bulunmaktadır. Geçtiğimiz ay güvenoyu alarak göreve başlayan 65. Hükümetimizin bu hedeflere ulaşma doğrultusunda hızlı ve kararlı adımlar atacağına yönelik inancım tamdır. Bu düşüncelerle Başbakan Binali Yıldırım başta olmak üzere tüm Bakanlar Kurulu üyelerimize en içten duygularımla başarı diliyor, Ramazan ayının İslam âlemi ve ülkemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Nevzat Pakdil
Türk Parlamenterler Birliği
Genel Başkanı, Kahramanmaraş Milletvekili
Türk Parlamenterler Birliği
Genel Başkanı, Kahramanmaraş Milletvekili