MECLİSİMİZ 95 YAŞINDA
GAZİ MECLİS, HİÇBİR ŞEYDEN KORKMADAN BAŞARILARA İMZA ATMIŞTIR. ŞİMDİ CUMHURİYETİMİZİ DAHA DA YÜCELTMEK, TAÇLANDIRMAK HEPİMİZİN GÖREVİDİR.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 95. yılındayız. Meclisimizin 95 yılı, dünyanın bu coğrafyasında yaşanmış bir başarı öyküsüdür ve bazı sayfalarında dünya tarihinin benzersiz olaylarına tanık olunur. Birinci Meclis, dünya tarihinde millî mücadelesini demokratik ilkeler çerçevesinde yönetmeyi başarabilen ilk ve tek örnektir. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıkışının ardından Anadolu’da gerçekleştirilen kongrelerle demokrasi kültürü yeşermiş, pek çok farklı görüşün temsil edildiği Meclisimizde savaşlar dahi demokratik ilkelerle yönetilmiştir. Vatanımızın işgal altında olduğu bir dönemde saatler boyu süren müzakerelerle sevk ve idare edilen devletimizin kurucu iradesini temsil eden bu Meclis, hiç şüphesiz demokrasi tarihimizin parlak bir sayfasını oluşturmuştur.
Küreselleşen bir dünyanın içinde yaşıyoruz. Şunu ifade etmek gerekir ki yaşanılan dünyanın dışına çıkmak elimizde değildir. Kendi içimize kapanarak yaşamamız da mümkün olmadığına göre bize düşen, küreselleşen bu dünyada kadim ve büyük bir medeniyetin çocukları olarak diğer milletlere söyleyecek söze sahip olmaktır. Geçmiş medeniyetimizde de olduğu gibi insanlık alemine söyleyeceğimiz sözler, katkıda bulunacağımız konular bugün gelişen ortam içinde de bizde mevcuttur. Bilim ve düşünce adamlarımızın, akademisyen ve yazarlarımızın bu hususta dünya medeniyetine katkılarda bulunacağına canı gönülden inanıyorum. Türkiyemizin eski Türkiye olmadığını, dışarıdan referans alan bir ülke değil; siyaset, bilim, sanat, spor, eğitim, düşünce, kültür ve yayın alanlarında kendisinden referans alınan ülke konumunda olduğunu da belirtmek isterim.
Yeni bir medeniyeti beraber inşa etme gayretimizin oluşması için demokrasimizin taçlanması, Cumhuriyetimizin daha da demokratikleşmesi hepimizin arzu ettiği bir konudur. 21. yüzyıl dünya milletleri içerisinde siyaseten, ilmen, fikren, teknik olarak söyleyeceklerimiz bulunmaktadır. Bu hususta kendimize güvenmeliyiz. Millî Mücadele’nin Gazi Meclisi 1920’de Mustafa Kemal Paşa önderliğinde kurulduğunda, hiçbir şeyden korkmadan bu başarıyı gerçekleştirmiştir. Şimdi Cumhuriyetimizi daha da yüceltmek, taçlandırmak hepimizin görevidir.
24. Dönem’de TBMM çatısı altında görev ifa eden milletvekillerimizin ülkemiz ve milletimizin ihtiyaç duyduğu önemli tasarı ve teklifleri yasalaştırarak vedaya hazırlandıkları bu günlerde milletimizin kararına saygılı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin şekilleneceği günlere de uzak sayılmayız. Bu amacı gerçekleştirecek yegâne vasıta sandıktır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne istikamet çizmek, Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerini tayin etmek için sandık dışındaki her yol, her yöntem gayrimeşrudur. Türkiye’de sandığın yolu, seçmek ve seçilmek isteyen herkes için açıktır.
Demokrasinin insanların ortak eseri olan normlara ve kurumlara dayandığı bilinciyle, başta toplumun kültürü olmak üzere siyasal hak ve özgürlüklerin devamı, kamu yönetiminin saydamlığı, laiklik ilkesinin gerçek anlamda hayata geçirilmesi, barış, hoşgörü, diyalog ve uzlaşma içeren demokrasi kültürünün toplumda yerleşmiş olması temennilerimle, 95. yılımızın hayırlı olması dileklerimle saygılar sunuyorum.
Nevzat Pakdil
Türk Parlamenterler Birliği
Genel Başkanı, Kahramanmaraş Milletvekili