ŞANLI TARİHİMİZ YOLUMUZU AYDINLATIYOR
TÜRKİYE’NİN BÖLGESİNİ VE DÜNYAYI İLGİLENDİREN KONULARDA TAKINDIĞI YAPICI TAVRIN DİĞER ÜLKELERE DE ÖRNEK OLMASI GEREKİR
Mübarek Ramazan ayını geride bırakıp bayrama kavuşmanın sevincini yaşadığımız bu günlerde dünyanın diyaloğa, hoşgörüye, bir arada yaşama bilincine, yardımlaşma ve dayanışmaya ne kadar ihtiyacı olduğu çeşitli vesilelerle kendini göstermeye devam etmektedir. Terör olayları tüm dünyada yeni acılar yaşanmasına yol açarken ülkeler arasındaki ilişkiler de maalesef haksız değerlendirmeler, önyargılar, tarihî gerçeklerin siyasete kurban edilmesi gibi nedenlerle yara almaktadır. Bunun son örneklerinden biri, Almanya Federal Meclisi’nin 1915 Olayları’nı “soykırım” olarak niteleyen tasarıya onay vermesidir. Günümüzde özellikle Suriyeli mültecilerin dramı görmezden gelinirken 101 yıl önce Anadolu’da yaşanmış acıları iç siyaset malzemesi yapmak ve tarihî gerçekleri saptırmak ne akla ne vicdana ne de köklü dostluk ilişkilerine sığar. Türkiye’ye “soykırım” ithamında bulunanlar öncelikle kendi geçmişlerine bakmalıdırlar.
Tarih boyunca yaşanan acı olaylardan ders alınmamasının ve ilişkileri zedeleyecek bir siyaset anlayışının insanlığı felakete sürükleyeceği muhakkaktır. Türkiye’nin bölgesini ve dünyayı ilgilendiren konularda takındığı yapıcı tavrın diğer ülkelere de örnek olması gerekir. Ülkemizin çizdiği küresel vizyonun insanlığın geleceği için aydınlık ufukları müjdelediğini kabul eden çevrelerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Huzurlu, barış içinde ve bir arada yaşama iradesinin ekonomik göstergelerden çok daha önemli olduğu, kan ve savaş üzerinden sağlanacak ilerlemenin yıkıma yol açacağı artık daha yüksek sesle söylenmektedir. Türkiye’nin tarihten gelen misyonuyla hareket ederek dünyanın neresinde bir mazlum varsa oraya yardıma koşmasının emperyal planlarla değil, insanlık namına olduğu da giderek daha iyi anlaşılmaktadır. Bu vesileyle Filistin’den Balkanlar’a, Afrika’dan Sibirya’ya yerel ihtiyaçları karşılamaya koşan TİKA ve AFAD başta olmak üzere tüm kurumlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye’nin temsil ettiği medeniyet anlayışı, İspanya’dan kovulan Müslüman ve Yahudilere kucak açan Osmanlı Devleti’nin mirası üzerine şekillenmiştir. Türkiye, sınırları cetvelle çizilmiş, vatandaşları çıkar ortaklığıyla bir araya gelmiş bir ülke değildir. Devletimizin ve milletimizin tarihî gelenekleri günümüz dünyasını analiz etme ve sorunlara çözüm üretme noktasında insanlık için bir umut ışığıdır.
38. sayısını Temmuz-Ağustos aylarını kapsayacak şekilde yayımlayan TPB Parlamento dergimizin sayfalarında görüleceği gibi bu iki ay tarihimizdeki pek çok önemli olayın yıldönümünü içermektedir. Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Malazgirt Zaferi, bu toprakların ilelebet Türk vatanı olarak kalacağını tescilleyen 30 Ağustos Zaferi ve Kıbrıs Türkünün bağımsız bir devlete kavuşmasını sağlayan Kıbrıs Barış Harekatı coşkuyla kutlayacağımız büyük başarılar arasındadır. Şanlı tarihimiz-den ders alarak geleceğe azim ve kararlılık içinde ilerlememiz büyük önem taşımaktadır. Ülkemiz ve milletimizin aydınlık geleceğine mani olmak isteyen çevreler ve terör örgütleri emellerine asla ulaşamayacaklarını bilmelidir. Biz bir ve beraber olduğumuz sürece terör belasının üstesinden de mutlaka gelinecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan Bayramınızı kutluyor, Yüce Allah’tan milletimizi, İslam âlemini ve tüm insanlığı huzur ve barış içinde gelecek bayramlara kavuşturmasını niyaz ediyorum.