Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, 27 Mayıs Darbesinin halka karşı yapıldığını söyledi..
PAKDİL; “DARBELER, TOPLUM BARIŞINI DİNAMİTLEME POTANSİYELİNE SAHİPTİR”
“27 MAYIS’TA ASILAN MENDERES DEĞİL, MİLLET İRADESİ OLMUŞTUR”
Askeri darbelerin, muhtıraların Türkiye Büyük Millet Meclisine karşı yapıldığını, millet iradesinin hiçe sayıldığını ve vesayet sisteminin amaçlandığını ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, “27 Mayıs Darbesi, 27 Mayıs 1960’ta yapılan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk askerî darbedir. Bu darbe, diğer askeri darbelere ve muhtıralara başlangıç teşkil ettiği için de Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kara günlerinden birisidir” dedi.
27 Mayıs örneğinde olduğu gibi darbelerin, nefretin ve kinin boca edildiği hareketler olduğunu ifade eden Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı Nevzat Pakdil, “Darbenin üzerinden 53 yıl geçti. Acıları hala sarılamadı. Darbeler tüm dengelerin altüst olmasına sebep olan hareketlerdir. Sadece yönetimde değil, sosyal hayatta da kargaşalar baş göstermekte, haklı haksız tasfiyeler, ihbar furyaları, kötü muamele millî bütünlüğe de zarar vermektedir. Haklı ve haksızın belirlenemediği, milletin devletine küstüğü bu dönemlerin acısını tamir etmek kolay olmuyor. 27 Mayıs 1960 darbesi nereden bakarsanız bakın, millet iradesine karşı yapılmış bir müdahaledir. İdam sehpasına çıkan da milletin ta kendisidir” şeklinde konuştu. Pakdil açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Meşru siyasal düzenin yıkılmasıyla sonuçlanan 27 Mayıs darbesinden sonra, yaklaşık olarak beş yıl süren bir çalkantılı dönem yaşanmıştır. Yeni anayasayı yapacak Kurucu Meclis‘in toplanabilmesi için bile bir darbe yapmak gerekmiştir. Yeni anayasa halkoylamasında kabul edildikten sonra da, siyasal dalgalanmalar bütün hızıyla devam etmiş ve normal bir demokratik düzene geçiş süreci hayli zaman almıştır. 27 Mayıs darbesi ile başlayan askeri vesayet sistemi, Türk siyasal yaşamının en belirleyici öğesi durumuna gelmiştir. Bütün siyasal partiler, ‗askerin tepkisini‘ referans alan bir siyasal konuma göre kendilerini şekillendirmiştir. Çünkü 1961 yılında yapılan seçimlerden önce ülkeyi yöneten MBK, seçimlerden sonra hukuki varlığını kaybetse de, Ordu‘nun siyaset içindeki etkin rolü ve belirleyiciliği devam etmiştir. Darbeler, toplum barışını da dinamitleme potansiyeline sahiptir. 27 Mayıs bu açıdan da ibretliktir.”
“27 Mayıs, yalnızca tarihe mal olmuş sıradan bir iktidar mücadelesi değil, aynı zamanda sonraki kuşakları da etkileyen anti-demokratik bir siyasal deformasyonun başlangıcı olmuştur” diyen Türk Parlamenterler Birliği Genel Başkanı ve Kahramanmaraş Milletvekili Nevzat Pakdil, “27 Mayıs 1960‘ta gerçekleşen askeri darbe, kökleri Osmanlı İmparatorluğu‘nun son dönemine kadar uzanan bir siyasal geleneğin Cumhuriyet dönemindeki en acı tezahürü olarak gerçekleşmiştir. Cumhuriyet‘in darbe olgusuyla tanışmasına yol açan bu askeri müdahale, Türk siyasal yaşamının anti-demokratik ve militarist bir anlayışla şekillenmesine yol açmıştır. Darbe sonrasında oluşturulan kurumlar aracılığıyla, sivil demokratik iradenin siyasal sisteme tam olarak yansımasının önüne geçilmiş ve askeri yönetimin kurumsallaşması sağlanmıştır. Ancak bu darbe, yalnızca Türk siyasal hayatının bugününü de şekillendiren yapısal/kurumsal nitelikli sonuçlara yol açmamış, uzun yıllar devam eden ve hala güncelliğini koruyan önemli siyasal ve toplumsal kırılmaları ve kutuplaşmaları da beraberinde getirmiştir. Tüm bunları silmenin tek yolu bulunmaktadır. Sivil bir anayasa hazırlayarak toplumun önüne koymamız gerekmektedir. Teferruatta boğularak, Anayasa çalışmalarını sekteye uğratmanın hiçbir anlamı bulunmamaktadır” diyerek açıklamasını tamamladı.