TBMM, millî iradenin tecelli ettiği yerdir
Türkiye Büyük Millet Meclisi, milli iradenin tecelli ettiği ve dolayısıyla milleti temsil eden en üst ve en önemli kurumdur. TBMM, Türkiye topraklarının işgal altında olduğu bir dönemde kurulmuş, işgale son verecek olan istiklal savaşımızı bizzat sevk ve idare etmiştir. TBMM, ülkemizin, milletimizin başına gelebilecek bu en ağır sorun karşısında bile başarılı olmuştur. Millî egemenliğin bir millet gücü olarak, bu kadar bilinçli ve şuurlu bir şekilde oluşumu hiçbir millette böylesine güçlü olarak ortaya çıkmamıştır. Kurtuluş mücadelesi veren ve bu mücadeleden alnının akıyla çıkan TBMM, ülkeyi ve milleti ilgilendiren her sorunun yegane çözüm merciidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, sorun çıktığında kapatılacak bir kurum değil, soruna çözüm üretebilecek bir makamdır. Aynı şekilde milletvekilleri sorun çıktığında yok sayılacak değil, tam tersine soruna çözüm üretebilecek milletin temsilcileridir. Nitekim küresel krizlerin, savaşların, kaos ortamlarının yaşandığı son yıllarda milletvekillerimiz milli iradeyi temsilen sorunların üzerine gitmişler ve bunda da başarılı olmuşlardır. Meclis iradesini zayıflatmaya ve yok etmeye yönelik tüm planlara kesinlikle karşı çıkma gibi bir görevimiz bulunmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde her milletvekili milletin hassasiyetlerini ve milletin iradesini gözetmektedir. Milletvekillerine verilen istisnai haklar, (dokunulmazlık gibi) milletvekiline bir üstünlük, bir ayrıcalık sağlamak üzere değil, milletvekilini güçlendirmek, dolayısıyla milli iradeyi güçlendirmek amacıyla getirilmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin de ifade ettiği gibi yasama dokunulmazlığı milli iradenin eksiklik gerçekleştirilmesinin bir aracıdır. Yasama dokunulmazlığı milletvekillerinin görevlerini her türlü kaygı ve baskıdan uzak şekilde yapmalarını sağlamak için vardır. Yasama dokunulmazlığı milletvekillerinin keyfi ceza kovuşturmalarıyla etkisiz hale getirilmelerini önlemek için vardır.
Egemenliğin sahibi olan millet, seçim yolu ile temsilcisine o şekilde temsil yetkisi verir ki; temsilcinin aldığı karar, yaptığı iş ve kullandığı oy, sanki millet tarafından alınmış karar gibi hukukî hüküm ve sonuç doğurur. Olaya bu açıdan baktığımız da TBMM’de milli iradenin temsilcilerinin çözemeyeceği problem yoktur.
Bugün Meclis, demokrasinin sembolü, hatta milli iradenin kalesi olmuştur. Siyasî iktidarın millet iradesine dayanması esası Erzurum ve Sivas Kongrelerinde kabul edilmişti. Millet iradesine dayanan demokratik bir yönetimde karar alan Meclisimiz, aynı zamanda kamuoyu araştırmalarında da görülmektedir ki, saygınlığı en güçlü kurumdur. Bizler de bu saygınlığa gölge düşürmeden çalışmalarımızı hassasiyetle sürdürmek durumundayız.
Milli iradenin üstünlüğü aynı zamanda demokrasinin de gücü olarak kabul edilmelidir. Bunu daha ileriye götürmek, demokrasi ve insan hakları standardını geliştirmek ve daha çağdaş bir Cumhuriyet haline getirmek için yoğun bir çaba içerisinde olmalıyız. Bu çabanın sarf edildiği yer de Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. TBMM, bu çabayı sarf ederken sadece kendi istediğini yapmamaktadır, sivil toplum örgütlerinin görüş ve düşüncelerini, insanlarımızın ihtiyaçlarını ve uluslar arası normları dikkate almaktadır. Demokrasimizin zarar görmemesi için her siyasi parti, sorunlar karşısında çözümler üretmek zorundadır. Eğer toplum olarak dünya standartlarında iyi bir gelecek istiyorsak, milli iradenin tecellisi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden başka yerde çözüm arayışlarına kesinlikle karşı çıkmamız gerekiyor.
Türk Parlamenterler Birliği olarak çıkardığımız bu dergi ile milli iradenin güçlenmesine ve demokrasi kültürünün yerleşmesine katkı sağlama gayretleri içerisinde olacağız.
Saygılarımla.
Nevzat PAKDİL
Kahramanmaraş Milletvekili
TPB Genel Başkanı